peptid

Göz Çevreniz İhmale Gelmez !

go%cc%88zc%cc%a7evresinedenkiris%cc%a7ir

Göz Çevresi Neden Kırışır ?

Göz altı kırışıklıkları yaşla birlikte gelen, bazen cilt tipine göre daha çok veya az oluşan, beslenme, yaşam tarzı ve stresle yakından ilgili, pek çok kişinin problemidir. Yaşlandıkça cildimiz incelir ve esnekliğini kaybettiği bölgelerde kırışıklıklar başlar.

Göz altlarının kırışmasının ana nedeni; Sürekli tekrarlanan (örneğin gülümseme) yüz hareketleri olsa da düzensiz uyku ve beslenme, sigara ve alkol tüketimi, cilt bakımına özen göstermeme gibi diğer faktörlerin etkisi de göz ardı edilemez. Nedeni ne olursa olsun kırışıklığa kolajen eksikliği yol açar. Kolajen azaldıkça kırışıklıklar daha kolay oluşur.

Göz Çevresi Kırışıklıkları Nasıl Geçer?

Kırışıklıkların oluşma hızını yavaşlatmak için geç kalmış sayılmazsınız. Düzenli bir beslenme programı oluşturup özellikle antioksidan işlevi gören sebze ve meyveleri tüketmek size yardımcı olacaktır. Bu sağlıklı gıdalardan cildin kendini toparlaması için gerekli vitamin ve mineralleri de alabilirsiniz.

Her sağlık sorunu için tavsiye edilen düzenli egzersiz göz altı kırışıklıklarını azaltmak içinde geçerli. Egzersiz kaslarınızı ve cildinizi sıkılaştırır. 

Uyku düzeniniz bozuksa ya da gerekenden az uyuyorsanız kırışıklıklar artacağı gibi göz çevresinde de morluklar ve torbalar oluşmaya başlayacaktır. Her gün yatağa aynı saatte girip tatil günleri dahil olmak üzere aynı saatte kalkarsanız vücudunuz bir süre sonra biyolojik saatini buna göre ayarlayacaktır.

Gün içinde yüzünüzü soğuk suyla bir kaç kez yıkamak gözenekleri küçültür ve cildinizi tazeler. Ayrıca kırışıklık olsun olmasın cilt sağlığını korumak için günde en az 8 bardak su içmelisiniz. Susuz kalan cilt kurur, esnekliğini kaybeder, gözenekler büyür ve kırışıklıklar artar.

Günümüzün çalışma ve şehir ortamında stresten tamamen kurtulmak mümkün olmuyor ancak stresi kontrol altına alarak cildinize vereceği zararları azaltabilirsiniz. Nefes teknikleri, spor ve yoga stresi düşürmeye yardımcıdır.

GÖZ ÇEVRENİZ İHMALE GELMEZ !

Göz altı çizgileri soluk ve yaşlı görünmenizi yol açabilir. Bu soluk görünümden kurtulmak için neler yapmalıyız?

Göz çevresindeki hassas bölgeleri nemli tutmak ve bu bölge için özel olarak üretilmiş kremleri kullanmak ilk adımınız olabilir.

  • Göz kreminizi gözün iç bölümüne yakın sürülmemelidir. Bu bölüm çok hassas olduğu için kremin göz çevresine uygulanması doğru olacaktır.
  • Göz kreminizi sürmeden önce göz çevresinin makyajdan ve kirden arındırılması gerekmektedir.
  • Göz çevresi için kullanılan temizleme ürününün içeriğinde sabun, paraben ve renklendirici madde kesinlikle olmamalıdır. Bu ürünler göz çevresine büyük hasar verir.
  • Göz kreminizin içeriğinde peptid barındırması önemlidir. Peptidler cilt yapılandırması için büyük önem taşır. Çevresel faktörlerin zararlı etkilerini azaltır ve cilt yapısını güçlendirdiğinden dolayı yaşlanma sürecini yavaşlatır.
  • Göz kremlerinin düzenli kullanımı etkisini artırması için önemlidir. Bu sebeple sabah/akşam düzenli kullanım gerekir. Hücre yenilenmesi gece 23:00’da başlar sabah 04:00’da biter bu sebeple göz kreminiz gece kullanımı daha da etkili olacaktır.
  • Kreminizi göz çevresine dairesel hareketlerle nazikçe masaj yaparak uygulamanız gerekir.

Peptid içerikli Renovasy Eyes Contour Cream hakkında detaylı bilgi için tıklayın >>>http://renovasy.com/urunler/cilt-bakim-urunleri/goz-cevresi-bakimi-cilt-uyarimi/renovasy-eyes-contour-cream/

 

Yer Çekiminin Cildinize Etkilerini Sonlandırın !

ciltelastikiyetiarttirma

Cilt Elastikiyetinin Arttırmanın Yolları Nelerdir?

 Kollajen ve Elastinin Önemi

Kollajen ve elastin seviyeleriniz, cildinizin ne kadar esnek, yumuşak ve sıkı olduğunu belirler. Yaşlandıkça, kollajen ve elastin seviyeleri azalır. Bu yüzden cildiniz, esnekliğini, sıkılığını ve pürüzsüzlüğünü kaybetmeye başlar.

Cildiniz 25 yaşına geldiğinizde, doğal olarak yaşlanmaya başlar. O zaman, eğer bu yaşın üzerindeyseniz, kollajen ve elastin seviyelerinizi ciddi olarak göz önünde bulundurun. Kollajen ve elastin ile ilgilenmek, cildinize iyi bakmanız anlamına gelir.

Kollajen ve elastinin ne olduğunu ve bu iki hayati önem taşıyan proteinin vücudunuzdaki eksikliğinin nasıl telafi edilebileceğini görelim.

 Gençlik yıllarında kollajen ve elastin üretimi ile depolanması en üst düzeyde olduğu için cildimiz sağlıklıdır ve kırışmaya karşı direnir. Yıllar ilerledikçe bu iki protein vücut tarafından daha az üretilmeye başlar ve cildimiz beslenme, hava kirliliği ve benzer olumsuz koşulların etkisiyle soluklaşmaya ve kırışmaya başlar. Bu gibi olumsuzluklara karşı cildimizi korumak için kollajen ve elastin üretimini arttıran yollar bulmamız gerekir.

Öncelikle iyi bir cilt yüzeyi elde edebilmek için ölü cilt hücrelerinin temizlenmesi gerekir. Bu sayede ölü hücrelerin yerini yenilerinin alması sağlanır. Bu da cildinizin daha birinci adımda daha sağlıklı görünmesine neden olur.

Beslenmenize Dikkat edin !

Sigara içseniz de içmeseniz de eğer düzgün bir beslenme programı uygulamıyorsanız cildiniz için gerekli C vitamini takviyesi kullanmanız tavsiye edilir. C vitamini kolajen ve elastin üretimini arttırmak için çok önemlidir. Günlük C vitamini için tavsiye edilen miktar 500 miligramdır. Tabii bunu turunçgiller gibi doğal yollardan almanız daha iyi olacaktır. Diğer doğal C vitamini depoları arasında brokoli, biber ve kivi gibi askorbik asit içeren besinleri sayabiliriz.

Günlük beslenmenizde mutlaka yeterli miktarda protein almalısınız. Proteinler elastin ve kolajen üretimi üzerinde direkt olarak etkilidir. Protein yönünden zengin gıdalar arasında peynir, süt, baklagiller, tofu, fasulye ve fındığı sayabiliriz.

Son olarak cildiniz sürekli tüm olumsuz etkenlere karşı korunmasız durumdadır ve onu korumak sizin göreviniz. Güneşe çıktığınızda mutlaka koruyucu güneş kremi kullanın, işten eve dönünce gün boyunca yüzünüzde biriken kiri sabun kullanmadan bol su ile yıkayın, sigarayı kesinlikle bırakın ve alkol tüketimini sınırlandırın, kahve, çay, asitli içecekler ve şekeri azaltın. Tüm bunları yaparak ve dengeli beslenerek uzun yıllar cildinizin doğal parlaklığını koruyabilir ve geç kırışmasını sağlayabilirsiniz.

Cildinizin Elastin Üretimini Arttırın ve Genç ve Sıkı Cilde Dönüş Yapın!

Kollajen arttırıcı ürünlerle cildinize destek verin. Bu ürünler, kollajen seviyesinin yükselmesini sağlar. Günümüzde, bunu destekleyen molekülleri içeren cilt bakım ürünleri bulabilirsiniz.

Kollajen değerinizi yükseltmeniz ve elastin oranınızı arttırmanız gerekir ki, formda, sıkı, genç, sağlıklı bir cilde sahip olasınız!

Bu etmenlerin yanı sıra cildi destekleyen yöntemlerden de faydalanmak gerekir. Somon DNA Aşısı Pİ System, son dönemde cilt elastikiyetini arttırarak yaşlanmayı yavaşlatmasıyla öne çıkan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde cilt yapısını güçlendirilir. Fibroblast sentezi sağlanır ve bağ dokuların onarımı sağlanır. Kollajen ve elastin üretimini artırarak görünür gençliğinizi geri kazanmanızı sağlar.  Somon DNA Aşısı Pİ System tedavisi kombine bir tedavidir ve 4 seans yapılması önerilir. Seans aralıklarını 7 ile 15 gün olarak hastanın cilt ihtiyacına göre doktor belirler. Her seansta kişi yüzünde gelişen elastikiyet artışını gözlemleyebilir. Ciltte tüm bunların yanı sıra parlama ve aydınlık bir ifade de ortaya çıkar.

Peptit İçerikli Kremlere Ulaşmak için Tıklayın >>> www.renovasy.com

Somon DNA Aşısı Pİ System Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin Tıklayın >> www.somondnaasisi.com

 

Cilt Elastikiyetini Neden Kaybeder?

ciltelastikiyetblog

Cilt Elastikiyet Kaybı !

35 yaştan itibaren ciltte kollajen üretimi azalır ve cilt elastikiyetini yavaş yavaş kaybetmektedir. Yaş 40’ı aşınca ciltte kurumalar ve kırışıklıklar, artık fark edilmeye başlar. Zamanla, boyun ve ellerin üstünde sırt kısmında, yaşlılık lekeleri oluşmaya başlar. Yaşı elliyi aşanlar güneşte fazla kalırsa yaşlanma lekelerinin sayısı ve büyüklükleri artar, cilt dokusu daha kuru olur ve erkenden hızla kırışma gösterir.

Kolajen cildin sağlıklı görünmesi, elastin ise cilde esneklik vererek kırışmasını engelleyen vücudun ürettiği proteinlerdir. Bu iki proteinin üretimini arttırarak cildinizin sağlıklı ve kırışıksız olmasını sağlayabilirsiniz.

Kolajen Nedir?

Kolajen vücudu bir arada tutan bir proteindir. Daha çok ciltte, kemiklerde ve vücuttaki bağ dokusunda yer alır. Yapısal destek, güç ve elastikiyet sağlar ( elastin ile birlikte ). Vücutta yer alan toplam protein miktarının yaklaşık %30’unu kolajen oluşturmaktadır. Ancak yaşlandıkça kolajen üretimi azalır ve bu da cildin yapısal bütünlüğünü azaltır. Sonuç olarak da ciltte sarkmalar, çizgiler ve kırışıklıklar oluşmaya başlar.

 Elastin Nedir?

Elastin ciltte ve vücudun dokusunda bulunan bir proteindir. Cildin esnek ama sıkı kalmasına yardımcı olur ve tutulup çekildikten sonra derinin tekrar eski haline dönmesini sağlar. Eğer ciltte yeterli miktarda elastin varsa deriyi tutup çektikten sonra deri eski haline geri döner.

 Kolajen ve Elastin Üretimini Arttırmanın Yolları

Gençlik yıllarında kolajen ve elastin üretimi ile depolanması en üst düzeyde olduğu için cildimiz sağlıklıdır ve kırışmaya karşı direnir. Yıllar ilerledikçe bu iki protein vücut tarafından daha az üretilmeye başlar ve cildimiz beslenme, hava kirliliği ve benzer olumsuz koşulların etkisiyle soluklaşmaya ve kırışmaya başlar. Bu gibi olumsuzluklara karşı cildimizi korumak için kolajen ve elastin üretimini arttıran yollar bulmamız gerekir.

Öncelikle iyi bir cilt yüzeyi elde edebilmek için yapılması gerekenler,

  • Sigaradan uzak durun.
  • Beslenme programınıza C vitamin takviyesi yapın.
  • C vitamini kollajen ve elastin üretimini arttırır. Günlük C vitamin için tavsiye edilen miktar 500 miligramdır.
  • Günlük beslenmenizde mutlaka yeterli miktarda protein alın.
  • Proteinler elastin ve kolajen üretiminde çok etkilidir.
  • Asitli içeceklerden uzak durun.
  • Güneşe çıktığınızda mutlaka koruyucu kreminizi kullanın.
  • Son olarak gün içinde yüzünüzde biriken kirleri sabun kullanmadan duru bir şekilde bol su ile yıkayın.

Cilt Elastikiyetini Arttırmak için Pİ System ;

Cildinizin sağlıklı, parlak görünmesini ve kırışıklıkların derinleşmeden olabildiğince geç oluşmasını istiyorsanız Estetik dermatolojide kliniklerde profesyonel olarak, elastikiyet kaybına karşı birçok işlem yapılıyor. Ancak Renovasy Biyodinamik Cilt Onarım Sistemi ve Somon DNA Aşısı son dönemlerde yapılan en etkili ve en popüler uygulamalardan.

Cildinizin elastikiyet kaybı şiddetli ise Somon DNA Aşısı ve Cilt Onarım sistemini kombine olarak uygulatmak daha etkin bir sonuç almanızı sağlayacaktır.

Somon DNA Aşısı cildin yapısını kuvvetlendirerek cilt yaşlanmasını yavaşlatır. Elastin ve kollajen sentezlenmesini sağlar, fibroblastların tirofizmini artırır Böylece cildin sıkılığını ve sağlamlığını artırarak ciltte gerginlik ve lifting yaratır. Somon DNA Aşısında tedavi seansını cilt ihtiyacına göre hekim belirler.

Hangi Bölgelere Uygulanır ?

 Alın / Kaş Ortası
 Gözler ve Ağız çevresi
 Yüz / Boyun / Dekolte / El Üzerleri.

Ancak önerilen 4 seanstır. Genç ve olgun ciltler için farklı protokoller sunan bu uygulama, deri altına enjeksiyon yöntemiyle yapılır.

Fakat çok daha belirgin ve ciddi sarkmalarda estetik cerrahi işlemlere de başvurmak gerekebilir.

Etken maddeler içeren biyodinamik cilt onarım sistemi de cilt esnekliği sağlar, lifting etkilisi ile sarkma karşıtı bir cilt onarımı sunar. Bu sistem ise topikal yani cilt yüzeyinde yapılır. Cilt ihtiyacına yönelik hazırlanan karışım yüze sürülür ve yarım saat sonra peel off şeklinde ciltten çıkarılır. Tedavi yine hekimin cilt ihtiyacına göre belirleyeceği seanslarla tekrar eder. Cilt elastikiyeti için sunulan protokolün önerilen seans tekrarı ise 4’türhem çapraz bağlı hem de serbest hyaluronik asitten oluşan bir cilt yenileme ürünüdür. Çapraz bağlı hyaluronik asit ciltteki kırışıklıkları doldururken serbest olan formu cildi nemlendirir ve kollajen yapımını uyarır.

Peptit İçerikli Kremlere Ulaşmak için Tıklayın >>> www.renovasy.com

Somon DNA Aşısı Pİ System Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin Tıklayın >>www.somondnaasisi.com

 

Cilt Sorunlarına Kesin Çözüm: F.I.T Peel

CUMA

“Renovasy F.I.T Peel Tedavisi”nin Özellikleri;

  • Fotolojik yaşlanma, hiperpigmentasyon, akne ve kuperoz gibi bir çok cilt sorununa kişiye özel çözümler sunar.
  • Kimyasal asitler kullanılarak hazırlanan maske kimyasal peelingin aksine ciltte olumsuz etkilerin görülmesini engelleyen anti-aging etkili altın çilek içeren bir baz barındırır.
  • Uygulama esnasında ve bekleme sırasında doktorun uygulama yapılan kişiyi kontrol etmesi gerekmez.
  • Uygulama yaklaşık yarım saat sürer.
  • Tedavi ortalama 4/6 seans tekrarlanır.
  • Uygulanacak olan protokole cilt tipine uygun olacak biçimde hekim karar verir.

Bu tedavi kişinin cilt ihtiyaçlarına yönelik özel bir formülasyon sunar. Tedavide cilt ihtiyacına yönelik kimyasal asitler ve soruna spesifik olarak hazırlanmış elementler kullanılmaktadır. Tedavide kimyasal asit kullanılmasına rağmen kişilerde tedavi esnasında ve sonrasında ağrı, acı, hassasiyet ve yanma gibi olumsuzluklar minimum düzeyde yaşanır. Bunun sebebi sistemin bir altın çilek içeren ve bu etkileri azaltmaya yönelik geliştirilen bazıdır.

Renovasy F.I.T Peel tedavisinin, fotolojik yaşlanma, hiperpigmentasyon, akne ve kuperoz gibi bir çok cilt sorununa kişiye özel çözümler sunar. Uygulama yarım saat sürmektedir. Tedavi cildin ihtiyacına göre 4 ile 6 seans sürebilmektedir. Tedavi sonunda cilt sorunlarından arındırılır, aydınlık bir forma sahip olur ve sağlığına kavuşur.

Aynı zamanda tedavi öncesinde ve sonrasında doktorun önereceği Dermokozmetik ürünlerin kullanımı önemlidir. Ürün içeriğinde peptidlerin bulunması önemlidir. Çünkü peptidler, cildin yapısını düzeltir, cildi çevresel faktörlerin zararlarından korur. Böylece tedavi etkinliği arttırılır.

Renovasy F.I.T Peel tedavisi ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın >> 

Renovasy F.I.T Peel tedavisi Uygulama Noktalarını Öğrenmek için tıklayın >> 

Cilt Sorunlarının Etkin Tedavisi Nasıl Olmalıdır?

Yetişkinlerde görülen cilt sorunları çok çeşitli ve kişiye özgürdür. Her cildin ihtiyacı birbirinden farklıdır. Bu sebeple tedavisinin de özel olması gerekir. Tek bir yöntemle her cildin sorunu çözmek mümkün değildir. Yetişkinlerde görülen akne, akne skarları, leke, yaşlılık izleri, hassas cilt ve kuperoz gibi sorunlara etkin bir tedavi sunulması gereklidir.

Ciltlerinde bu veya benzeri sorunlar yaşayan kişilerin doğru tedavi yöntemlerine başvurmaları gerekir. Aksi takdirde kişiler ciltlerini iyileştirmek isterken çok daha kötü bir sonuçla karşı karşıya kalabilirler.

Her bireyin cildi kendine özgürdür ve bu sebeple genel tedaviler aslında tam olarak kişinin cilt tedavisine yönelik olamamaktadır. Cilt sorunlarının tedavilerinin kişiye özel olması gereklidir. Ancak cildin ihtiyacına özel olarak formüle edilen bir sistemin kişilerin cilt sorunlarına doğru cevabı vermesi mümkündür.

Renovasy F.I.T Peel tedavisinin de çıkış noktası tam olarak budur! Bu tedavi kişinin cilt ihtiyaçlarına yönelik özel bir formülasyon sunar. Tedavide cilt ihtiyacına yönelik kimyasal asitler ve soruna spesifik olarak hazırlanmış elementler kullanılmaktadır. Tedavide kimyasal asit kullanılmasına rağmen kişilerde tedavi esnasında ve sonrasında ağrı, acı, hassasiyet ve yanma gibi olumsuzluklar minimum düzeyde yaşanır. Bunun sebebi sistemin bir altın çilek içeren ve bu etkileri azaltmaya yönelik geliştirilen bazıdır.

Renovasy F.I.T Peel tedavisinin, fotolojik yaşlanma, hiperpigmentasyon, akne ve kuperoz gibi bir çok cilt sorununa kişiye özel çözümler sunar. Uygulama yarım saat sürmektedir. Tedavi cildin ihtiyacına göre 4 ile 6 seans sürebilmektedir. Tedavi sonunda cilt sorunlarından arındırılır, aydınlık bir forma sahip olur ve sağlığına kavuşur.

Aynı zamanda tedavi öncesinde ve sonrasında doktorun önereceği Dermokozmetik ürünlerin kullanımı önemlidir. Ürün içeriğinde peptidlerin bulunması önemlidir. Çünkü peptidler, cildin yapısını düzeltir, cildi çevresel faktörlerin zararlarından korur. Böylece tedavi etkinliği arttırılır.

Renovasy F.I.T Peel tedavisi ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın >> 

Renovasy F.I.T Peel tedavisi Uygulama Noktalarını Öğrenmek için tıklayın >> 

Renovasy ile Cildiniz Koruma Altında

CUMA

Hava sıcaklıkları değişimi cilt bakımı rutininizin değişmesi demektir. Cildinizin kış aylarında nasıl işlediğini biraz bilmek donuk bir cilde anında ışıltı katmaya yeter. Yoğun Peptid içeriğiyle Renovasy ürünleri 4 adımda size nemli cildin anahtarını sunuyor!

İşte 4 Adımda Renovasy Cilt Koruma Programı

1. Adım TEMİZLİK:

Sabun, Paraben ve alkol içermeyen peptid içerikli temizleyici ile cildiniz temiz, aydınlık ve sağlıklı.

Cleansing Gel: Cildin doğal asit örtüsünü koruyarak nazikçe temizler. Aynı zamanda hücre gelişimini harekete geçirerek daha genç görünmenizi sağlar.

2. Adım BAKIM

Kış aylarında cilt derin bir bakıma muhtaçtır. Cildin nem dengesini ayarlayan krem ve serumlarla cilt koruma altına alınmalıdır. Ürünler sabah/akşam düzenli olarak uygulanmalıdır.

Rejuvenating Cream: Cildin nem dengesini ayarlayarak cildi nem kaybına karşı korur. Yaşlanma belirtilerini azaltır. Cilt yapısını yumuşatır ve düzgünleştirir.

Rejuvenating Serum: Üç farklı molekül ağırlığına sahip hyaluronik asit içeriği ile cildi doldurur, sarkmaları giderir ve nemlendirir.

3. Adım YOĞUN NEMLENDİRME

Kışın aşırı kuruyan cilde yoğun nem desteği sunmak gerekir. Hassas cilde ihtiyacına yönelik yoğun nemlendirme için yine peptitli nem maskesi önerilir. Maske haftada bir defa kullanılmalıdır. Cilt yüzeyine bol miktarda sürülür ve 20 dakika cilt yüzeyinde bekletilerek ıslak pamuk yardımıyla ciltten temizlenir. Cilt aşırı kuru ise maske cilt yüzeyinde de bırakılabilir.

Anti-Aging Mask: İçerdiği büyüme faktörleri, proteinler ve antioksidanlarla cildi besler. Yoğun ve derinlemesine bir cilt nemlendirmesi sağlar.

Peptid içerikli ürünler hakkında detaylı bilgi için tıklayın >>

Peptid içerikli ürünleri satın almak için tıklayın >>

Soğuktan Kuruyan Cilt için Çözümler

 

PERŞEMBESabundan Uzak Durun!

Sabun kullanmak cilt yüzeyini kaplayan doğal yağ tabakasının kaybına sebep olacağı için cildi kurutur. 

Makyajın cilt kuruluğunda belirgin etkisi var mı? 
Eğer cilt tipine uygun olmayan makyaj ürünleri kullanılırsa ve bu ürünler ciltten iyi temizlenmezse kuruluğa sebep olabilirler.

Cildin kurumasını önlemek için ne yapmak gerekir?

Duş yapıldığı sırada ılık su ve sabunsuz temizleyiciler kullanılmalıdır. Duş süresi 15 dakikayı geçmemelidir. Küvette uzun süre kalmak da cilde kurutucu etki yapar, o nedenle küvette yıkanma önerilmez. Cildi kuru olan kişilerin keseleme, ovalama gibi işlemleri uygulamaması yerinde olur.

Duş aldıktan sonraki ilk 3 dakika içinde cilt fazla kurulanmadan sadece hafifçe havlu ile temas ettirildikten sonra peptidli bir nemlendirici ürün uygulanmalıdır. Cildin nemlendirilmesi için kullanılan ürünlerde ise peptid bulunması önemlidir. Çünkü peptidler cildi korumaya ve onarmaya yönelik bir bakım sunar. Cildin çevresel faktörlerin zararlarından korunmasını ve hücresel yenilemeyle birlikte sağlığına kavuşmasını sağlar. Cildi mutlaka düzenli olarak sabah/akşam nemlendirin.

Kullanılan ürünlerin etkinliğini görebilmek istiyorsanız mutlaka düzenli kullanın. Unutmayın ürünler ancak Sabah/Akşam düzenli kullanıldığı takdirde cilde koruma sağlayacaktır.

Kışın en az haftada bir nem maskesi ile cilde yoğun nem desteği sunun. Cildinize hem serum hem de kremle besleyin. Unutmayın ki cilt kuruması erken yaşlanmaya da sebep olur.

Merkezi ısıtma sistemi olan evlerde radyatörler üzerine ya da yakınına su konulması; ortama nem sağlayacak özel geliştirilmiş buhar verici aletlerin kullanılması, kurumayı önleyici etkin bir tedbir olabilir. Uyunan odanın sıcaklığının da fazla olmamasına özen gösterilmesi gerekir. Böylece nem kaybı önlenmiş olur.

Bütün diğer zararlı etkileri yanında, güneş ışınlarının kurutucu etkisinden de uygun bir güneş koruyucusu ile cildi korumak gerekir. Aynı etkilerin solaryum ile de oluşabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.

Buna rağmen kuruluk, çatlama, kızarıklık ve hatta kanamalar oluşursa bir dermatologdan yardım almak gerekir.

Peptid içerikli ürünler hakkında detaylı bilgi için tıklayın >> www.renovasy.com

Peptid içerikli ürünleri satın almak için tıklayın >> http://shop.optimusmedikal.com/

 

Cilt Kuruluğu Tedavi Edilebilir mi?

ÇARŞAMBA

Kış aylarında sıfırın altına düşen hava sıcaklıklarının, sert rüzgarlar ve ortam ısıtıcıları cilt problemlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. İnsan cildinin sürekli bakım istemesine karşın kış aylarında daha çok ilgiye ihtiyaç duyar.

Peki kuruyan cilt için nasıl bir bakım yapmak doğru olur?

Temizleme için Sabunsuz Ürün Kullanın!

Temizleyici ürünler içeriğinde sabun bulunmamalıdır. Sabun cildi tahriş eder, pH dengesini bozar ve kurumasına sebep olur. Kış aylarında sabunlu bir cilt temizleyici kullanıldığında ciltte yoğun hasarlanmalar ve kuruma meydana gelebilir. Ayrıca yine içeriğinde alkol ve Paraben olmadığına da dikkat edin. Bu maddelerde cildi tahriş eder ve yapısının bozulmasına sebep olur.

Uzun süre Banyo Yapmayın!

Kışın banyo sürenize, banyoda kullandığınız ürünlere ve suyun sıcaklığına da dikkat etmeniz gerekir. Banyo yapmak ve havluyla çok iyi kurulanmak da, cildin nemini alan nedenlerdir. Banyo yapmak cilde geçici olarak nem verir ama cildin koruyucu yağlı tabakasını alarak uzun vadede daha çok nem kaybına neden olur. Uzun süren banyolar cildin nem kaybetmesini hızlandırır. Bu sebeple banyo sürenizi kısaltmalı. Banyodaki suyun sıcaklığını iyi ayarlamalı, çok sıcak su ile kesinlikle yıkanmamalı.

İçeriğinde Peptid Olan Ürünlerden Faydalanın!

Cildin nemlendirilmesi için kullanılan ürünlerde ise peptid bulunması önemlidir. Çünkü peptidler cildi korumaya ve onarmaya yönelik bir bakım sunar. Cildin çevresel faktörlerin zararlarından korunmasını ve hücresel yenilemeyle birlikte sağlığına kavuşmasını sağlar. Cildi mutlaka düzenli olarak sabah/akşam nemlendirin.

Ürünleri Mutlaka Düzenli Kullanın!

Kullanılan ürünlerin etkinliğini görebilmek istiyorsanız mutlaka düzenli kullanın. Unutmayın ürünler ancak Sabah/Akşam düzenli kullanıldığı takdirde cilde koruma sağlayacaktır.

Haftada 1 Nem Maskesi Yapın!

Kışın en az haftada bir nem maskesi ile cilde yoğun nem desteği sunun. Cildinize hem serum hem de kremle besleyin. Unutmayın ki cilt kuruması erken yaşlanmaya da sebep olur.

Somon DNA Aşısı Pİ System ile Tanışın!

Somon DNA Aşısı Pİ System, son dönemde cilt nemini arttırarak yaşlanmayı yavaşlatmasıyla öne çıkan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde cilt yapısını güçlendirilir. Fibroblast sentezi sağlanır ve bağ dokuların onarımı sağlanır. Somon DNA Aşısı Pİ System tedavisi kombine bir tedavidir ve 4 seans yapılması önerilir. Seans aralıklarını 7 ile 15 gün olarak hastanın cilt ihtiyacına göre doktor belirler. Her seansta kişi yüzünde gelişen nem artışını gözlemleyebilir. Ciltte tüm bunların yanı sıra parlama ve aydınlık bir ifade de ortaya çıkar.

Peptid içerikli ürünler hakkında detaylı bilgi için tıklayın >> 

Peptid içerikli ürünleri satın almak için tıklayın >> 

Somon DNA Aşısı Pİ System Hakkında detaylı bilgi için tıklayın >>> 

Cildi Soğuk Havadan Korumanın Yolları

Cildin yumuşak ve dayanıklı olması için neme ihtiyacı vardır. Ancak, kış aylarında soğuk ve rüzgarlı havanın ciltte yarattığı olumsuz etki sonucu cildin nemi tutabilmesi zorlaşır. Ayrıca soğuk havaya bağlı değişen ortam sıcaklıkları da cildi olumsuz etkiler. Alışkanlıkların bu değişkenlere uyum sağlayacak ölçüde değiştirilmesi gereklidir. Aksi takdirde ciddi biçimde cilt kuruluğuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu duruma düşmemek için cildi etkileyecek her türlü etkiden cildi korumanız gerekmektedir.

Kışın kapalı ortamlardaki ısıtma sistemleri ve klimalar cildi fazlasıyla kurutur. Özellikle uzun süre geçirdiğiniz ortamlarda nem cihazı olmasına özen göstermek gereklidir. Ev ya da iş yerlerinde bu cihazların yardımıyla cilt kurumanıza engel olabilirsiniz.

Kışın banyo sürenize, banyoda kullandığınız ürünlere ve suyun sıcaklığına da dikkat etmeniz gerekir. Banyo yapmak ve havluyla çok iyi kurulanmak da, cildin nemini alan nedenlerdir. Banyo yapmak cilde geçici olarak nem verir ama cildin koruyucu yağlı tabakasını alarak uzun vadede daha çok nem kaybına neden olur. Uzun süren banyolar cildin nem kaybetmesini hızlandırır. Bunun yanında kimyasallar, kozmetikler ve bazı ilaçların kullanımı da kuruluk sebebi olabilir. Bu sebeple banyo sürenizi kısaltmalı. Banyodaki suyun sıcaklığını iyi ayarlamalı, çok sıcak su ile kesinlikle yıkanmamalı. Ayrıca cildinize sürdüğünüz temizleyicilerde sabun, alkol ve Paraben olmadığına dikkat etmelisiniz.

Kış aylarında bol su için. Tabi ki her mevsim su tüketiminize dikkat etmeniz gereklidir. Ancak kışın havanın cildinizi ekstra kurutacağını göz önünde bulundurmanız gerekir. Cildin nemini içten verebilmek için yeterli su tüketimini yapmanız önemlidir. Ayrıca sebze ağırlıklı beslenmeye de özen göstermeniz cilt kuruluğunuza karşı alınacak bir tedbir niteliğindedir.

Alkolden uzak durun. Alkol kullanımı vücudun su kaybetmesine yol açar. Kışın nemini kaybeden cilt için alkol kullanımı ciddi sorunların meydana gelmesine sebep olur.

Giysilerinize dikkat edin. Cildin nefes almasını sağlayacak pamuklu, ipekli kumaşlar cildin tahriş olmasını, kurumasını önler. Giysiden söz açılmışken kullandığınız deterjanın da boya veya parfüm içermemesi önerilir. Bu tür ürünler yine cildi tahriş edebilir.

Yüzünüze özen gösterin. Aslında kışın vücudumuzda en hassas ve özel bir bakıma ihtiyacı olan yer yüzümüzdür. Çünkü yüzümüz soğuğa karşı tamamen korunaksız olan bölgedir. Soğuk havada yüzümüzü vücudumuz gibi kapatamadığımızdan, rüzgardan, hava ve yağıştan daha fazla etkilenir. Bu da yüzümüzün kurumasına, tahriş olmasına sebep olur. Cildimizin ihtiyacı olan bakımı sunmamız gerekir.

Dermokozmetik ürün kullanımında ise kullanılan ürünlerin içeriği önemlidir. Temizleyici ürünler içeriğinde sabun bulunmamalıdır. Sabun cildi tahriş eder, pH dengesini bozar ve kurumasına sebep olur. Kış aylarında sabunlu bir cilt temizleyici kullanıldığında ciltte yoğun hasarlanmalar ve kuruma meydana gelebilir. Cildin nemlendirilmesi için kullanılan ürünlerde ise peptid bulunması önemlidir. Çünkü peptidler cildi korumaya ve onarmaya yönelik bir bakım sunar. Cildin çevresel faktörlerin zararlarından korunmasını ve hücresel yenilemeyle birlikte sağlığına kavuşmasını sağlar. Cildi mutlaka düzenli olarak sabah/akşam nemlendirin. Kışın en az haftada bir nem maskesi ile cilde yoğun nem desteği sunun. Cildinize hem serum hem de kremle besleyin. Unutmayın ki cilt kuruması erken yaşlanmaya da sebep olur.

Peptid içerikli ürünler hakkında detaylı bilgi için tıklayın >> 

Peptid içerikli ürünleri satın almak için tıklayın >> 

Soğuk Havanın Cilde Zararları Nelerdir?

Soğuk etkisiyle cilt yüzeyindeki nem kolaylıkla yok olur. Eğer rüzgar da eklenirse kuruluk tablosu çok daha rahatsız edici hale gelebilir.

Cilt kuruluğu nasıl anlaşılır? Belirtileri var mı?

Hepimizin cilt yüzeyi yağ bezleri tarafından salgılanan doğal yağlı bir tabaka ile kaplıdır. Eğer bu tabaka kaybolursa cilt kuru, pullanmış ve hatta çatlak, kızarık hale gelebilir. Bunlar kuru bir cildin en çarpıcı belirtileridir.

Vücut ısımız sabit tutulmaya çalışılırken özellikle soğuk havalarda deride kan damarlarının büzüşmesi meydana geliyor. Bu durum özellikle; el, ayak, burun ucu ve kulak gibi organlarda belirginleşirken meydana gelen titremelerle iç ısı artırılmaya çalışılıyor.

Soğuk havanın cilde zararları ciltte soğuk hava nedeni ile oluşan kurumanın ciltte erken yaşlanmaya yol açtığı uzmanlar tarafından iddia edilmekte ve çokça sıvı tüketiminde bulunmanın sağlıklı bir cilt için önemi vurgulanmaktadırlar. Kısacası cildin sağlıklı ve genç kalabilmesi için nemini muhafaza edebilmesi gerekmektedir.

Uzmanlar, soğuk hava nedeni ile ciltte pullanmaya ve dökülmeye sebebiyet veren cilt kuruluğu probleminin tedbir alınmadığı takdirde cilde daha ciddi zarar verebildiğinin üzerinde durmaktadır.

Kış mevsiminde kızarıp pullanarak kaşınmaya başlayan cilt sorunları ile çokça karşılaşılmaktadır. Bu şikâyetlerin birçoğu dış koşullara ilişkin sorunlardır. Nem düzeyinin düşük olması, hava kirliliği, rüzgâr gibi faktörlerin yanı sıra, kapalı ortamlarda uzun süre kalınması, sivilce, sedef ve egzama gibi deri rahatsızlıklarının çoğalmasına yol açmaktadır. Dış ortam ile sürekli temas halinde olan deri bu tür fiziksel koşullardan büyük ölçüde etkilenmektedir.

Hava sıcaklıklarının en düşük seviyelerde seyrettiği kış ayları içerisinde deri rahatsızlıklarını tetikleyen etkenler artış göstermektedir. Bu aylarda seyreden hava koşullarındaki olumsuz faktörlere, havanın kuru, kirli ya da nem düzeyinin düşük olmasına, rüzgâr ve hatta asit yağmurlarına dikkat etmek gerekiyor. Belirtilen bu doğal tehditlerin yanı sıra, kış mevsiminde kapalı mekânlarda bulunulan süredeki büyük artış da deri sağlığı üzerinde negatif sonuçlar yaratmakta. Soğuk havanın yol açtığı cilt kuruması ile cilt yaşlanmasını hızlandırmaya sebebiyet vermektedir.

Soğuk nedeniyle oluşan yanıklar, yangılı kızarık plaklar şeklinde görülüyor. Bu durum hastada karıncalanma ve ağrı hissi uyandırıyor.

Kuru cildin tedavisi de zor oluyor ve kişiye sıkıntılı bir süreç yaşatabiliyor. Bu sebeple cilt kurumadan önce önlem alıp cildi koruma altına almak gereklidir. Öncelikle cildin ihtiyacı olan nemine kavuşması ve o nemin cilt içinde muhafaza edilmesinin sağlanması gerekir. Özellikle kış ayları boyunca cildinizin bakımına ekstra özen göstermelisiniz. Dermokozmetik ürünleri düzenli kullanmalı ve içeriklerine dikkat etmelisiniz.

Cilt temizleme ürünlerinizde sabun içerikli ürünlerden kesinlikle uzak durmalı, sıcak su kullanmaktan kaçınmalısınız. Uzun süre su ile yüzü yıkamak da cildi kurutur. Ayrıca kullandığınız nemlendirici anti-aging etkili ürünlerin içeriklerinde peptid olmasına da özen göstermeniz gereklidir.

Peptid içeren Dermokozmetik ürünler cildi yapısal olarak onarır, çevresel faktörlerin olumsuz etkisinden korur ve cildin sağlıklı görünüme kavuşmasına yardımcı olur. Aynı zamanda cildi besleyerek cildin genç kalmasını sağlar. Her türlü olumsuz koşula karşı direnç kazanan cilt, aydınlık ve nemli bir forma sahip olur. Bunun yanı sıra cilde nem desteği sağlamak için ihtiyacına uygun olarak haftada bir nem maskesi yapılması önerilir. Bu sayede cildin kaybettiği neme kavuşur ve nemini muhafaza etmesi sağlanır.

Peptid içerikli ürünler hakkında detaylı bilgi için tıklayın >> www.renovasy.com

Peptid içerikli ürünleri satın almak için tıklayın >> http://shop.optimusmedikal.com/